Yönetmen: Charles Laughton

Çoğunlukla çocukları uyutmak için uydurulmuş anlatı türlerindendir malsallar. İçinde keskin bir biçimde ayrılan iyiler ve kötüler vardır. Bu keyif veren anlatı türüyle, bir taraftan hedef kitle kötülüklere karşı uyarılırken, beri yandan hayal dünyasının gelişmesine de katkıda bulunmaya çalışılmaktadır. Saklambaç gibi tamamen masumane oyunlarını oynarken kapalı kapılar ardında karşılarına çıkıveren cesetler, bu dünyanın da tıpkı masallar dünyasında olduğu gibi sadece iyilerin hüküm sürdüğü bir yer olmadığı gerçeğiyle yüz yüze kalırlar. Ancak masallardaki gibi keskin bir biçimde ayrılmış iyiler ve kötüler yoktur gerçek hayatta. Tanrı’nın hizmetkarları dahi özünde büyük kötülükler taşımaktadır.
Tıpkı Full Metal Jacket’ta insan ruhundaki ikileme gönderme yapmak için barış rozeti takıp, kaskına ‘Öldürmek için doğdum.’ yazan asker gibi Harry Powell da sol elinin parmaklarına ‘Nefret’, sağ elinin parmaklarına ise ‘Sevgi’ yazmıştır. Sol el Kabil’i, sağ el ise Habil’i simgelemektedir. Bilindiği üzere Nefret yani Kabil kıskançlıkla beraber gelen öfke patlaması ile Sevgi’yi yani Habil’i öldürmüştür. Ancak masallar hep ‘…ve sonsuza dek mutlu yaşadılar.’ finaliyle iyilerin galip geldiği bir dünya yaratmıştır. Gerçekten bu mücadelede hangi taraf galip gelecektir?

Yaşıtları masallarla olgunlaşmaya çalışırken John büyük bir sorumlulukla olgunlaşma yolunda ilerliyor. Sorumlulukla beraber gelen bakış açısı, John’u kasabadaki diğer çocuklardan ayrı kılar. Hatta yetişkinlerden bile… Öyle ki yaşları kemale ermiş çiftimiz Bay ve Bayan Spoon çöpçatanlık, ya da kendi bakış açılarıyla Tanrı’nın hizmetkarını ve biricik dul komşularını birleştirme görevlerini yerine getirmekle uğraşırken, John’un terbiye edilmesi gereken bir kişiliğe sahip olduğunu düşünmektedirler. Görmüş – geçirmiş çiftimizin Tanrı’nın hizmetkarı Harry’de göremediklerini yaşının kaldıracağından çok daha büyük bir sorumlulukla beraber gelen bakış açısıyla John görmüştür. Ergenlik çağında yol alırken ‘baba’nın yaptığı vurgunla ‘oğul’a emanet ettiği paranın yerini bilen iki kişiden biridir John. Paranın yerini bilen bir diğer kişi John’un kızkardeşi Pearl’dür. Seyirciyi de unutmamak lazım. Filmin tamamına yakın kirli paranın içinde bulunduğu tamamen masumane oyuncak bebeğe bakar dururuz. Harry’nin sağ el- sol el ikilemi kirli para-oyuncak bebek ikilemine tekabul eder.
Harry için paralara ulaşmak çocuk oyuncağı. Hapishanede tanıştığı idam mahkumu Ben’i paraları iyilik yolunda kullanacağını dahi belirterek, onu ikna etmeye çalışır, fakat nafile. Ölüme bu kadar yaklaşmış bir adam için ailesinin geleceğini düşünmekten başka yapacak bir şey yok. Harry’nin de pes etmeye niyeti yok. Dul bir kadını ve sevgiye muhtaç çocuklarını korumak amacıyla kasabanın yolunu tutar. Herkese de kendini bu şekilde tanıtır. Kasaba ahalisi pek sever bu dindar kişiliği. Bir çeşit dini otorite haline gelir Harry bu kasabada. Joshua Logan’ın yine aynı yıl çekilen Picnic’indeki gibi bir piknik gününde de niyetini (elbette esas niyetini değil) açıkça belli eder. Kendisinin bu konuda çok fazla çaba sarfetmesine de gerek yoktur aslında. Bir taraftan Tanrı’nın hizmetkarına bir eş bulup evlendirerek bu sevimli kişiliği kasabada tutmak, diğer taraftan korumaya muhtaç aileye sahip çıkacak birini bulmak maksadıyla çöpçatan çiftimiz zaten Bayan Harper’ı (Shelley Winters) tam kıvamına getirmiştir. Gerek yaşı gerekse cinsiyeti sebebiyle Pearl de bu yeni ‘baba’ modelini pek benimser. Harry bu konuda da oldukça şanslı sayılır yani. Zorlu ergenlik dönemine henüz girmiş John’un ise yeni bir ‘baba’ modeline ihtiyacı yoktur. Harry’nin esas niyetinin bir önemi yok aslında. Harry’i ilk defa bir geceyarısı Pearl’e bir masal anlatırken, evinin bahçesinin kenarında ilahi okurken fark ediyor. Ancak kendisiyle ilk karşılaşması korumakla yükümlü olduğu iki kişiden biri yani Pearl’ü severken gerçekleşiyor. Anne de yine aynı yerde Spoon’ların yerindedir ve Spoon’lar da dahil herkes hayranlıkla kasabadaki bu yeni kişiliği izlemektedir. Gerçek niyeti belli olmasa dahi John’un onunla ilk defa karşılaşmasına rağmen öfkeli bakışlarla kendisini süzmesi, bir önceki babanın koruması için söz verdiği anne ve kızkardeşten kıskanmasından kaynaklanır. Beri yandan kendisine büyük bir sorumluluk bırakan, kanun adamlarının tekme-tokat götürdükleri önceki baba modelinin ardından John’un yeni bir baba modeline sıcak bakacağı düşünülemezdi zaten.
Psikopat Vaiz Harry Powell ve Cool Kavramı

Sık sık Tanrı’yla iletişim halinde olması Harry’i gerçekten iyi biri yapmıyor, ancak kendisinin de ifade ettiği gibi insan ruhundaki ikilemi sadece ilgi çekmek için uydurmuyor, buna gerçekten inanıyor. Ancak finalin farklı bir biçimde sonuçlanacağını düşünüyor. Yani sol el (nefret) ile sağ el (sevgi) arasındaki mücadeleyi herkesin duymak istediği şekilde, yani tam kötülük kazanacakken iyiliğin bir anda kötülüğü ezip kazanacağına gerçekten inanmıyor. Sadece çevresindekiler, ne duymak istiyorlarsa onu anlatıyor.
Tanrı’nın da nefret ettiğini düşündüğü parfüm kokan, dantelli, kıvırcık saçlı şeylerden uzak durmasını, hatta onlara nefretle (sol el) bakması Harry’i bir eşcinsel yapmaz belki. Ancak paraya ulaşmak için dahi olsa evlendiği Bayan Harper’la yatmayı reddetmesi, hatta Bayan Harper’ı suçlu hissettirmesi Harry’nin aseksüel olduğunu doğrular sanırım. Zaten filmin başlarında aracıyla yol alırken Tanrı ile monoloğunu hatırlayacak olursak eğer, kadınlardan bahsederken nasıl tiksindiğini, onları öldürmenin de Tanrı için yapılacak bir hizmet olduğunu düşünmesi de Harry’nin bu tutumunun kendisini oldukça soğukkanlı yaptığını düşünebiliriz. Kadınlar karşısındaki bu umursamaz tavırlarının sebebini, onların günaha davet pozisyonundaki varlıklar olarak görmesinden kaynaklandığını düşünür kendisi. Oysa işin aslı, Harry aseksüeldir. Ancak dini otorite kendisinde olduğundan, kendisini suçlu hissetmesine hiç de gerek yoktur. Yapamadığı her şeyi günah olarak nitelendiren ve başkalarının da öyle düşünmesi için elinden geleni yapan Tanrı’nın sevgili hizmetkarıdır. Karşı cinse karşı olan bu maço tavırları, kadınlar tarafından daha fazla ilgi çekmesini sağlar. Bayan Harper’la yatmayı reddettikten sonra kendisini ‘erkeğin Adem’den beri saygısızlık ettiği et parçası’ olarak aşağılamasına karşılık Bayan Harper, Tanrı’ya şu şekilde dua ediyor: “Arınmama yardım et ki, Harry’nin dilediği gibi biri olabileyim.”

Kadınların bu gibi anlam verilmesi güç davranışları filmin genelinde kendini hissettirir. Biçki dikiş kursu yerine erkeklerle buluşan ve aklı bir karış havada olan Ruby’i gördükçe, “Kadınlar aptaldır.” diyor, Bayan Rachel (Lillian Gish). Hem de hepsi… Muhtemelen Bayan Rachel da tıpkı Ruby gibi bir zamanlar peşinden koşan erkeklere takılmış ve biri tarafından kalbi kırılmış. Sonrasında güçlü bir kadın yaratmış kendinden. Bu yüzden özelde Ruby’e, genelde bütün kadınlara bu kadar kızıyor. Diğer taraftan da onlara hak veriyor. Neticede herkesin sevgiye ihtiyacı var. Bayan Rachel esasında Harry’den çok da farklı değildir. İkisi de insan içindeki ikilemden haberdardır ve ikisi de oldukça soğukkanlıdır. Yani bazı açılardan bakıldığında bu ikiliyi fena halde birbirine benzetmek mümkündür. Bayan Rachel’ın çocukları Harry’e karşı korumak için nöbet tuttuğu gece, Harry’nin büyük ihtimalle geceleri okumaktan büyük keyif aldığı ilahiye Bayan Rachel da eşlik ediyor. Hem meydan okuyan, hem de davetkar bir üslupla düşmanının türküsüne ortak oluyor.
Ruby ile geçen bir diyalogda oğluyla kavgalı olduğunu anlıyoruz. Bayan Rachel, kendi çocuğunda kaybettiği sevgiyi bu kimsesiz çocuklarda bulmaktadır. Disiplin ve sevgi arasında ince bir çizgi çizmiş ve iki tarafı da başarılı bir biçimde dengelemiş. Hemen herkesin büyük bir sempatiyle yaklaşacağı Harry’e büyük bir kuşkuyla yaklaşıyor. Elbette ki bunda Ruby’nin kendisiyle Harry hakkında konuşmuş olmasının payı hayli büyük. Ancak cool tavırlarıyla özellikle kadınları kendine hayran bırakan Harry’nin karşı konulması güç şovu Bayan Rachel’ın karşısında işe yaramıyor.

Siyah takım elbise ve şapkasıyla, parmaklarındaki dövmeleriye ve hiçbir zaman dinmeyen soğukkanlılı tavırlarıyla kuşkusuz bütün zamanların unutulmaz karakterlerinden birini çizmiştir Robert Mitchum. Cinayetlerinde tabanca yerine bıçak kullanması da, birini öldürürken dahi soğukkanlılığından ödün vermediğinin kanıtıdır. Biz kendisini bu işi yaparken hiç göremiyoruz. Kendisine yapılan linç girişiminde de yine göremiyoruz. Bunların sebebi, Harry karakterinin seyirciyle arasında olan dengeli mesafesinden kaynaklanmaktadır. Angels with Dirty Faces’ta seyirciyle arasında bir şekilde bir bağ kurulan Rocky Sullivan’ın kötü akıbetini seyirciye göstermek yerine, gölgeleri kadraja alıp bir taraftan Sullivan’ın fedakarlığına seyirciyi tanık ederken, diğer taraftan onun sert imajıyla seyircinin hafızasında yer etmesini sağlamıştır. Bir başka deyişle af dileyen Rocky gerçek Rocky değildir. Sadece fedakarlık yapmıştır. İşte yine aynı sebeplerden ötürü ahırda kıstırıldıktan ve John’un çok kötü bir dejavu yaşayıp, bütün baba modellerine haykırırcasına kendinden geçtiği o enfes sahnenin ardından Harry’i göremeyiz. Ondan bahsedilir ve oralarda bir yerde olduğunu biliriz. Ancak Powell hafızalarımızda siyah takımı ve şapkasıyla, parmaklarındaki dövmeleriyle ve sinsi tebessümüyle yer edinecektir.
Özellikle nehir sahnelerinde fazlasıyla dikkat çeken ışık kullanımı filmin hem gerilim, hem de masalsı atmosferini destekler nitelikte. Günümüzün birçok usta görüntü yönetmeninin de sık sık etkilendiklerini dile getirdikleri görüntü yönetmenliği gerçekten de takdire şayan. John ve Pearl’ün nehir yolculuklarına mola verdikleri ve geceyi ahırda geçirdikleri sekanstaki ay ışığı altında zamanın aktığı o enfes görüntüler, izleyenlerin hafızasından çıkacak gibi değil.

İlk ve tek filmi olan yönetmen Charles Laughton bu eşsiz klasiğin finalini hepimizin istediği gibi, bir masal tadında, ya da bir Capra filmi tadında çekmiş. Tıpkı Harry’nin etrafındakilere duymak istediklerini anlatması gibi, yönetmen de seyirciye istediği finali vermiştir. Ancak Bayan Rachel’ın bütün o şatafatlı Noel görüntülerinin arasından vakit bulup bizimle iletişime geçtiği o unutulmaz sahneler filmin en can alıcı kısmıdır. O günün Noel olarak adlandırılması ve ortalıkta gerçekten hiç sorun yokmuş gibi davranılmasından şikayetçi olan Rachel dua ediyor Tanrı’ya, çocukları koruması için. Kaderlerini olduğu gibi kabullenen bu çocukların varlığı umut verse de, dışarıda bir yerlerde herkesin sol elinde saklı bir nefret var. Yağmur yağıyor ve rüzgar soğuk. Ama biz yine de katlanıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder