5 Mart 2008 Çarşamba

İntikam En İyi Soğukken Yenen Yemek

Orijinal Adı: Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street
Yönetmen: Tim Burton

Bir zamanlar bir berber ve onun güzeller güzeli karısı varmış.
Ahmak bir berberin karısı, hayatının amacı. Çok güzelmiş, çok da erdemli.
Adam ise çok toy imiş.
Bir başka adam da görmüş onun güzelliğini.
Kanunun göstermelik bekçisi. Akbaba gibi sallamış pençelerini ve yolundan çekmiş berberi.
Beklemekten başka bir şey gelmemiş kadının elinden ve çaresizliğe gömülmekten.
O kadar narin, o kadar genç ve o kadar korumasız…


Benjamin Barker (Johnny Depp) aşkı için, intikam için kokuşmuş Londra kentinde, Fleet Sokağı’nda bir berber dükkanı açar. Mrs. Lovett’ın (Helena Bonham Carter) böcekli, kedili turtalarını sattığı dükkanın hemen üstünde. Blade Runner’ı andıran kasvetli kentin sakinleri Benjamin Berker’ın ya da kendine verdiği yeni bir kimlikle Sweeney Todd’un koltuğuna oturacak ve Mr.T’nin sadık dostu gümüş usturalarının tadına bakacak, intikam için kan akacaktır. Mrs. Lovett ise böcekler ve kediler yerine bir rahibi ya da bir bakkalı malzeme olarak kullanacaktır turtalarında. Mrs. Lovett’ın da belirttiği üzere etin bu kadar pahalı olduğu bir dönemde(18.yy.İngiltere’si), insan eti yedirmek en mantıklısı, üstelik bu turtaları yiyenlerin bundan haberi olmadıktan sonra…

Yerli-yersiz kararlar veren yargıcın, işbirlikçi polislerin; dengesiz bir adalet sisteminin altını çizen ötekilerin yönetmeni hiç kuşku yok ki en kanlı filmine imza atmış. Todd’un berber dükkanı kabus dolu bir mekan olarak yer edinecek hafızalarımızda. Bir tabutu andıran sandık, müşterisini ters döndererek zeminin altına gönderen berber sandalyesi. Bir de gün ışığının hiçbir zaman içeri yansımayan yüzünü gösteren pencere…

Ötekilerin yönetmeni bu defa sadık dostu Danny Elfman’la çalışmamış. Müziğin bu kadar ön planda olduğu bir filmde alınmış olan bu kararın sebebini bilmiyorum; lakin Elfman’la çalışmış olsaydı eğer, ortaya daha iyi bir filmin çıkabileceğini de düşünmeden edemiyorum. Bir iki parça dışında şarkılar çok da akılda kalıcı değil. Oysa başta Depp ve Carter olmak üzere bütün oyuncular şarkıları çok iyi seslendirmekle kalmayıp karakterlerin ifadelerini de çok iyi yansıtmışlar. Özellikle film boyunca Depp’in yüzündeki öfke, intikam duygusu ve ilk cinayetindeki şeytansı ifade görülmeye değer. Burton’ın biricik eşi Carter insan etiyle turta pişiren Mrs. Lovett karakterini bize fazlasıyla sevdiriyor. Karakterlerin bu kadar iyi çizilmesinde kostümlerin de payı oldukça büyük.

Steven Sondhiem’in aynı adlı Broadway müzikalinin bir çeşit uyarlaması olan filmde masum değil filmdeki hiçbir karakter. Todd’un da belirttiği gibi ”Herkes bir biçimde ölmeyi hak ediyor.”..Herkes kendi mutluluğu için çabalıyor. Kendi mutluluğu için çırpınırken farkında olmadan karşısındakine zarar veriyor. Filmde Borat rolüyle hayatımıza giren Sacha Baron Cohen de küçük bir rol üstlenmiş. Sweeny’nin rakibi olan Pirelli’yi canlandıran Cohen bile ötekilerin yönetmeninin ellerinde bambaşka bir kıvama gelmiş. Harry Potter serisinin tekinsiz profesörü Alan Rickman hasta ruhlu yargıca hayat verirken, yine Harry Potter’ın kılkuyruğu Timothy Spall da yargıcın hasta ruhlu dostuna hayat vermiş.

Hiç yorum yok: